لا خ عبادة لم يفعلها ا وأصحابه

Benzer belgeler
DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

MÜSLÜMANLAR İÇİN. Muhammed Salih el-muneccid. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil

Terceme : Muhammed Şahin

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir?

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Muhammed Salih el-muneccid

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

GIDA DEPOSUNDA ÇALIŞAN VE DOMUZ ETİNİ TIRLARA TAŞIMASI İSTENEBİLEN KİMSENİN HÜKMÜ

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününün müslümanlar için önemi

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Ehl-i Sünnet ve l-cemaat in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

Hâmile kadın için haccın hükmü

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Terceme : Muhammed Şahin. Mevlid-i Nebevî'yi kutlamayı müstehap olarak görenlere reddiye. Muhammed Salih el-muneccid. Tetkik : Ali Rıza Şahin

Zilhicce ayının günlerinde getirilen mutlak ve mukayyed tekbir ا كب ا طلق وا قيد أيام ذي ا جة. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Muhammed Salih el-muneccid

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

مk و يف تكون صلاة ا سافر وصومه

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

كيف سيكون حساب ال فر الا خرة

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Arafat'ta vakfenin vakti

Muhammed Salih el-muneccid

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Haccı mı edâ etmesi yoksa oğlunu mu evlendirmesi gerekir?

تقلقه الوساوس اخلطرات و ر د أن شع ف صلاته. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

MEYMÛNE KABRİSTANI İÇİN MEŞRÛ ZİYÂRET. Hazırlayan: Heyet. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin

وجوب معرفة العقيدة الا سلامية

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

Toplu halde duâ etmenin hükmü

Cenaze namazının kılınışı

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Muhammed Salih el-muneccid

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

Kadir gecesi, her yıl belirli bir gece ile sâbit midir?

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

Bayramları münâsebetiyle kâfirleri kutlamanın hükmü

MEVLİD-İ NEBEVÎ'Yİ KUTLAMAK

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

كيفية الوقاية من الع. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

HACCIN ÖMÜRDE BİR DEFA FARZ KILINMASININ HİKMETİ

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed b. Salih el-useymin

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

ON EMİR الوصايا لعرش

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

HER YIL KUTLANAN BİRTAKIM KUTLAMALARA KATILMANIN HÜKMÜ

الا ح م ا تعلقة بصيام ست شوال

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

حديث توسل آدم نليب وتفس : {وابتغوا يله الوسيلة} şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ﺐ ﺋﻟﺬﺮﻟ ﻼﺻ ﺔﻋﺪ ﺑ «ﺔﻴ ﻟ ﺘﺮ ﺔﻐﻠﻟﺎ ﺑ» ﺪﺠﻨﻟﻤ ﺢﻟﺎﺻ ﺪﻤﻣﺤ ﺪﻤﻣﺤ ﻴﻦﻫﺎﺷ ﻢﻠﺴﻣ ﺔ : ﺟﻤﺮﺗ ﻞﻴﺒﻧ 1 2 ﺔ:ﻌﺟ ﺮﻣ

ARAFAT DAĞI. Hazırlayan: Heyet. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin

RECEP AYINDA ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ

Muhammed Salih el-muneccid

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?)

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Muhammed Salih el-muneccid

Namazlardan sonra yapılan duâ ve zikirleri, sünneti edâ ettikten sonraya ertelemenin hükmü

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî

Havanın soğuk olması sebebiyle namazları birleştirmenin hükmü

Tuvâlet ihtiyacını giderirken önünü veya arkasını kıbleye dönmenin hükmü nedir?

İNSANLARIN RAMAZAN HİLÂLİNİ GÖRMELERİ GEREKİR Mİ?

İki secde arasında otururken ellerin durumu nasıl olmalıdır?

MESCİD-İ NEBEVÎ'Yİ ZİYÂRET VE BU ZİYÂRETLE İLGİLİ HÜKÜMLER

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

هل ي ص ي ب الرجل بالع زوجته جلميلة. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Salih b. Fevzân el-fevzân

Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

DİLİN TEHLİKESİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Haccın mikat yerleri

KÂFİRLERİN BAYRAMLARINA KATILMANIN HÜKMÜ

Kur'an'ı hızlı okumanın ve namazı hızlı kılmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

اذا ب علينا أن ب ا أك من شخص آخر

Haram mal ile hac yapmak

Transkript:

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashâbının -Allah onlardan râzı olsun- yapmadıkları bir ibâdette hiçbir hayır yoktur لا خ عبادة لم يفعلها ا وأصحابه ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1

لا خ عبادة لم يفعلها ا وأصحابه» باللغة ال ية «مد صالح ا نجد تر ة: مد مسلم شاه مراجعة: ع رضا شاه 2010-1431 2

Soru: Benim sorum, biraz uzundur. Ama soruma, Allah Teâlâ'nın size vermiş olduğu ilim ile, söyleyeceğiniz şeyleri Kur'an ve sünnetten desteklenmiş delillerle cevap vereceğinizi ümit ediyorum inşaallah. Aynı şekilde olabildiğince çok deliller göstermenizi sizden ricâ ediyorum. Benim karşı karşıya olduğum problem, anne ve babamın ibâdetlerini edâ etme yolu ile ilgilidir.annem ve babam, benim de onların yaptığı gibi yapmamı istiyorlar. Fakat ben, onların yaptıklarının sünnete uygun olduğunu sanmıyorum.annem ve babam, Kâdirî tasavvuf tarikatına bağlılar ve Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bir nur ve insan olduğuna inanıyorlar. Tasavvuf şeylerinden birisi, babama ibâdetin nasıl yapılacağını Urduca açıklayan ve Arapça duâlar içeren bir kitap vermiş.bu ibâdeti okumayı bilen eşi ve çocuklarıyla (yani annem ve kardeşlerimle) birlikte her gün sesli ve toplu halde bu şekilde edâ etmesini babama söyledi. Bu ibâdetin şekli şöyledir: Babam, ibâdete başlamadan önce aşağıdaki duâları okumamızı söyledi: "Önce şu duâ ile başlarız: إبر صليت كما مد مد و آل اهيم و آل صل اللهم بار ت مد كما و آل مد اللهم بارك إبراهيم إنك يد يد إبراهيم إنك يد يد ((. إبراهيم و آل "Allahım! İbrahim i ve İbrahim in âilesini meleklerinin yanında meth ettiğin gibi, Muhammed i ve Muhammed in âilesini de meleklerinin yanında meth et. Şüphesiz ki sen; çok övülensin, şeref sahibisin.allahım! İbrahim i ve İbrahim in âilesini mübârek kıldığın gibi, Muhammed i ve Muhammed in âilesini de mübârek kıl. Şüphesiz ki sen; çok övülensin, şeref sahibisin." Sonra 100 defa şu duâları okuruz: العظيم سبحان االله سبحان االله و مده ((. 3

"Subhânallahi ve bihamdihi, Subhânallahil-Azîm/Allah a hamd ederek O nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim.yüce Allah ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim." العظيم ا ي لا إ االله أستغفر إ ه القيوم و أتوب ((. إلا هو ال "Hayy ve Kayyûm olan, O'ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmayan Yüce Allah tan bağışlanma diler ve O na tevbe ederim." Sonra 7 defa Fâtiha sûresini okuruz. Sonra 100 defa "Salli ve Bârik" duâlarını okuruz. Sonra 79 defa İnşirah sûresini okuruz. Sonra 100 defa İhlas sûresini okuruz. Sonra şu duâyı 100 defa tekrar ederiz: اللهم ا اجات قا ((. (( يا "Ey ihtiyaçları gideren Allahım!" Sonra 100 defa şu duâyı okuruz: ا ليات اللهم يا دافع. "Ey belâları savuşturan (def eden) Allahım!" Sonra 100 defa şu duâyı okuruz: ش. حلال! حلل م يا اللهم "Ey problemleri halleden Allahım! Benim problemimi hallet." Sonra 100 defa şu duâyı okuruz: المهمات اللهم يا خا. "Ey önemli görevleri gizleyen Allahım!" 4

Sonra 100 defa şu duâyı okuruz: ا عوات ((. اللهم يا يب "Ey duâları kabul eden Allahım!" Sonra 100 defa şu duâyı okuruz: المرn اللهم يا شا. "Ey hastalara şifâ veren (onları iyileştren) Allahım!" Sonra 100 defa şu duâyı okuruz: ا ا ين يا خ. اللهم "Ey yardım edenlerin en hayırlısı olan Allahım!" Sonra 100 defa şu duâyı okuruz: الرا أرحم ((. بر تك يا "Ey merhametlilerin en merhametlisi! Senden rahmetini dilerim." Sonra 100 defa şu duâyı okuruz: اللهم آم. "Allahım! (Bunu bizden) kabul eyle!" Bu ibâdetin ikinci bölümünde ise, yukarıda zikredilen duâların aynısı yapılmakla birlikte bunlardan başka bazı değişiklikler olmaktadır. Örneğin 500 defa şu duâyı okuruz: االله حسبنا. "Allah bize yeter!" 5

okumayız. Sonra yukarıda zikredilen duâları tekrar ederiz. Fakat İnşirah veya İhlas sûresini Şimdi ben, bu zikredilen şeylerin bazısının Kur'an'da olduğunu biliyorum.tabii ki zikredilen sûreler de Kur'an'dandır.Fakat ben, bu şekilde yapılan ibâdetin sünnete uygun olup-olmadığını öğrenmek istiyorum. Acaba Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- bu duâları hiç söylemiş midir? Annem ve babam, onlarla birlikte bu ibâdeti edâ etmemi istiyorlar.bu konuda en basit bir şey sorduğum zaman bana çok öfkeleniyorlar. Yine, annem ve babam, benden bu duâyı birtirdikten sonra Fil sûresini okumamı istiyorlar. Fil sûresini okurken "Termîhim" lafzına gelince elime taşlar almamı ve bu taşları, ters çevrilmiş ve üzeri kan rengini ifâde eden kırmızı bir bez parçasıyla örtülmüş olan bir kazana birbiri ardınca atmamı benden istiyorlar. Böyle yapmakta, Allah Teâlâ'nın bizim düşmanlarımıza ölüm veya buna yakın bir şey indirmesini dilediğimi (bununla düşmanlarımıza bedduâ ettiğimi) söylüyorlar. Bu davranışın, Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti mi, yoksa bid'atlardan bir bid'at mı olduğunu öğrenmek istiyorum. Cevap: Hamd, yalnızca Allah'adır. Hepimizin yaratılış gâye ve amacı; yalnızca Allah Teâlâ'ya ibâdet etmek ve ibâdette O'na ortak koşmamaktır. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: الا ية ٥٦: [ ] سورة ا اريات Z I H G F E D C [ "Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım." 1 Allah Teâlâ, kendisine ibâdet etmemiz için her birimizin kendine has bir yol seçmek için bizi serbest bırakmamıştır. Aksine elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i göndermiş, insanlara açıklaması ve onlara hidâyet olması için büyük kitabı Kur'an-ı Kerim'i indirmiştir. Allah Teâlâ'nın sevdiği ve râzı olduğu ibâdet, iyilik ve hidâyet gibi, ne varsa hepsini Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize açıklamıştır. 1 Zâriyât Sûresi: 56-58 6

Müslümanlardan iki kişi, Muhammed -sallalahu aleyhi ve sellem-'in, insanların en fazîletlisi, Allah Teâlâ'dan en çok korkanı, O'na en çok ibâdet ve tevbe edeni olduğu konusunda ihtilaf etmez. Bunun içindir ki muvaffak olan kimse, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti üzere giden, O'nun yolunu takip eden ve O'nun hizâsında gidendir. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine sarılmak ve O'nun yolundan gitmek, insanın tercih ve isteğine bırakılan bir şey değildir. Aksine bu, Allah Teâlâ'nın kullarına farz kılmış olduğu bir farzdır. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: ~ } {z y xw v u t s r q p... [ ] سورة ا من الا ية: [ ٧ Z "Rasûl size neyi verdiyse (hüküm olarak neyi meşrû kıldıysa) onu hemen alın. Neyi de (almaktan veya yapmaktan) yasakladıysa ondan hemen vazgeçin." 1 Yine Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: 10 /.-,+ * ) ( ' & % $ # "! [ ] سورة الا حزاب الا ية: [ ٣٦ Z : 9 8 7 6 5 4 3 2 "Allah ve Rasûlü, herhangi bir meselede (aralarında) hüküm verdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın mü'minin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur (Allah ve Rasûlü'nün hükmüne aykırı hareket etmemeleri gerekir.) Kim, Allah a ve elçisine karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş (doğru yoldan uzaklaşmış) olur." 2 Yine Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Ð Ï Î Í Ì Ë Ê É È Ç Æ Å Ä Ã Â Á [ ] سورة الا حزاب الا ية: [ ٢١ Z Ò Ñ 1 Haşr Sûresi: 7 2 Ahzâb Sûresi: 36 7

"(Ey mü'minler!) Andolsun ki sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Rasûlullah'ın (söz, fiil ve her halinde) güzel bir örnek vardır." 1 Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de dînde ihdas edilen (sonradan çıkarılan) her türlü ibâdetin ne kadar çok olursa olsun, o ibâdetin kabul olunmayacağını ve sahibine iâde olunacağını açıklamış ve şöyle buyurmuştur: ((. ] رواه مسلم [ قملا ل فهو رد أمرنا (( من عمل يس عليه "Her kim, işimiz (dînimiz) üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur (bâtıldır ve ona itibar edilmez)." 2 Bu sebeple bir amel Allah Teâlâ için hâlis kılınmaz ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine mutabık olmazsa, kabul olunmaz. Nitekim Allah Teâlâ'nın şu sözünden murad edilen işte budur: Z 7 6 5 4 32 1 0 /. -, + [ ] سورة ا لك الا ية: [ ٢ "(Ey insanlar!) Hanginizin daha iyi amel işlediğini denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O. Azîz'dir (O'nu âciz bırakabilecek hiçbir güç yoktur), Ğafûr'dur (O, kullarından tevbe edeni çok bağışlayandır)." 3 Fudayl b. İyâd -Allah ona rahmet etsin-, (Hanginizin daha iyi amel işlediğini denemek için...) âyetini tefsir ederken şöyle demiştir: "Amelin en hâlisi ve en doğru olanıdır. Kendisine: Ey Ali'nin babası (Ebu Ali)! Amelin en hâlisi ve en doğru olanı hangisidir? Diye sordular. Fudayl b. İyâd onlara şöyle cevap verdi: 1 Ahzâb Sûresi: 21 2 Müslim; hadis no: 1718. Âişe'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyetle. 3 Mülk Sûresi: 2 8

- Hiç şüphe yok ki bir amel, hâlis ve mutabık olmazsa, kabul olunmaz.yine, bir amel mutabık olur da hâlis olmazsa, kabul olunmaz. Buna göre bir amel, Allah Teâlâ'ya hâlis kılınmadıkça ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine mutabık olmadıkça, kabul olunmaz.hâlis kılınması; Allah Teâlâ için olmasıdır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine mutabık olması; O'nun sünneti üzere olmasıdır." Her kim, Allah Teâlâ'nın rızâsına ulaşmak isterse, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine sarılsın.çünkü Allah'ın peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bu yolundan başka Allah Teâlâ'nın rızâsına ileten bütün yollar kapalıdır. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-, ümmetine çok merhametli ve onlara çok düşkün olduğundan dolayı hayırdan yana hiçbir şeyi onlara açıklamayı ihmal etmemiştir. Bu sebeple her kim, günümüzde bir ibâdet veya bir zikir veyahut da bir duâ icât eder ve onda hayır olduğunu iddiâ ederse, -ister bilerek, isterse bilmeyerek yapsın-, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i, Allah Teâlâ'nın emrettiği gibi bu dîni tebliğ etmemekle itham etmiş demektir. Bunun içindir ki İmam Mâlik -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir: "Her kim, İslâm'da bir bid'at ihdas eder de o bid'atı güzel görürse, hiç şüphe yok ki Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in risâlete (elçilik görevine) ihânet ettiğini iddiâ etmiş olur. Halbuki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Z... VU T S R Q P O N M L...[ [سورة ا اي دة من الا ية :٣] "Bugün size dîninizi (zaferi gerçekleştirmek ve şeriatını tamamlamak sûretiyle) kemâle erdirdim.(sizi câhiliyye karanlığından İslâm nûruna çıkarmak sûretiyle) üzerinize nimetimi tamamladım ve dîn olarak da size İslâm'ı seçtim (siz de İslâm'ı kendiniz için dîn seçin)." 1 Buna göre o gün dîn olmayan şeyler, bu gün de dîn olamaz." Dînde bid'at çıkarmaktan sakındırma konusunda sahâbe, tâbiîn ve imamların pek çok sözü vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Huzeyfe b. el-yemân -Allah ondan râzı olsun- şöyle demiştir: 1 Mâide Sûresi: 3 9

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashâbının yapmadıkları hiçbir ibâdeti siz de yapmayın." Abdullah b. Mes'ud -Allah ondan râzı olsun- şöyle demiştir: "(Sünnete) ittibâ edin ve bid'at çıkarmayın. Andolsun ki sizin (sünnete) ittibâ etmeniz (uymanız), size yeter. Sizden öncekilerin (Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellemve ashâbının) emrine sıkı sıkıya sarılın." (Soruda zikredilen) bu duâ ve zikirleri icât eden kimseye şu sorunun yöneltilmesi gerekir: - Acaba Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bunu yapmış mıdır? - Acaba Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashâbı bunu yapmış mıdır? Herkesin bildiği cevap: (Soruda) zikredilen bu sûrelerin, 100, 7 ve 79 gibi belirli sayılarla okunması; ne Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in, ne ashâbının yapmış olduğu bir şeydir. Aynı şekilde duâların da zikredilen sayılarla okunup tekrar edilmesi, ne Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in, ne ashâbının yapmış olduğu bir şeydir. Bunu icât eden kimseye şöyle denilmelidir: - Sen, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashâbının yapmadıkları bir iyilikte, onları geçtiğini mi zannediyorsun? Yoksa yeni bir dîn çıkarma ve zikirleri belirli bir sayıda, belirli vakitlerde ve belirli sayılarla belirleme konusunda Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sahip olduğu bu hakka, şeyhinin de sahip olduğunu mu iddiâ ediyorsun? Hiç şüphe yok ki bu veya onun hepsi, apaçık bir dalâlettir. Bu konuda Abdullah b. Mes'ud'dan -Allah ondan râzı olsun- gelen ve Dârimî'nin süneninde rivâyet ettiği şu olayı ibretle hatırlayalım: "Ebu Musa el-eş'arî -Allah ondan râzı olsun-, Abdullah b. Mes'ud'a -Allah ondan râzı olsun- şöyle demişti: - Ey Abdurrahman'ın babası! Şüphe yok ki biraz önce mescitte, Allah'a hamd olsun daha önce hiç görmediğim fakat inkâr ettiğim hayırdan başka bir şey olmayan bir olay gördüm. Abdullah b. Mes'ud -Allah ondan râzı olsun- ona: 10

- O olay nedir? diye sordu. Ebu Musa el-eş'arî -Allah ondan râzı olsun- dedi ki: - Hayatta kalırsan onu mutlaka göreceksin, dedi. Devamla dedi ki: - Ben, mescitte namazı bekleyen halkalar halinde oturmuş bir topluluk gördüm. Her halkanın başında bir adam ve halkadaki insanların ellerinde de çakıl taşları vardı. Adam onlara: - 100 defa Tekbir getirin (Allahu Ekber deyin), diyor, onlar da tekbir getiriyorlardı. - 100 defa tehlil (Lâ ilâhe illallah) getirin, diyor, onlar da tehlil getiriyorlardı. - 100 defa Subhanallah deyin, diyor, onlar da Subhanallah diyorlardı. Abdullah b. Mes'ud -Allah ondan râzı olsun- ona: - Peki sen onlara ne söyledin? diye sordu. Ebu Musa el-eş'arî -Allah ondan râzı olsun-: - Senin görüşünü ve emrini beklemek için onlara hiçbir şey söylemedim, diye cevap verdi. Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ud -Allah ondan râzı olsun- ona: - Onlara günahlarını saymalarını emredip sevaplarından hiçbir şeyin zâyi edilmeyeceğini garanti etseydin ya! dedi. Sonra o mescide doğru yürüdü, biz de onunla beraber yürüdük. Nihâyet o, halkalardan birisinin başına gelip durdu ve: - Yapmakta olduğunuzu gördüğüm bu şey nedir? diye sordu. Onlar (halkada bulunanlar): - Ey Abdurrahman'ın babası! Bunlar, tekbir, tehlil ve tesbih'in adedini saymak için kullandığımız taşlardır, diye cevap verdiler. Abdullah b. Mes'ud -Allah ondan râzı olsun- onlara: - O halde siz günahlarınızı saymaya başlayın! Zira ben, sevaplarınızdan hiçbir şeyin zâyi olmayacağını size garanti ederim. Ey Muhammed ümmeti! Yazıklar olsun size! Ne 11

çabuk helâk oldunuz.bu kimseler, aranızda çok sayıda bulunan (yaşayan) Peygamberiniz -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashâbıdır, şunlar O'nun (-sallallahu aleyhi ve sellem-'in) eskimemiş elbiseleri, şunlar ise O'nun henüz kırılmamış yemek kaplarıdır. Nefsim elinde olan Allah'a yemîn ederim ki siz, (bu hareketinizle) ya Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dîninden daha doğru bir dîn üzeresiniz, ya da siz, dalâlet kapısını açan kimselersiniz! Onlar: - Ey Abdurrahman'ın babası! Biz, hayırdan başka bir şey istemedik ki, (amacımız; hayırdan başka bir şey değildir) dediler. Abdullah b. Mes'ud -Allah ondan râzı olsun- onlara: - Hayrı isteyen nice kimseler vardır ki onu elde edemezler! dedi." Bu sebeple hayır isteyen herkesin, onu elde edecek ve ona muvaffak olacak diye bir şey yoktur.her yapılan ibâdetin de -Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti üzere olmadıkça- kabul olunacak diye bir şey yoktur. Abdullah b. Mes'ud'un -Allah ondan râzı olsun- bu olayı reddetmesi; dînde kendi yanından bir şeyler uyduran ve bid'at çıkaran kimselerin huccetini/gerekçesini ortadan kaldırmaktadır. Çünkü bu kimseler, dâima şunu söyler dururlar: - Zikirlere, namazlara ve Kur'an okumaya kim engel olabilir? Biz, bununla hayırdan ve onu Allah Teâlâ'nın rızâsına vesile kılmaktan başka bir şey istemiyoruz. Onlara şöyle denilmelidir: İbâdetin; temel, şekil ve nitelik bakımından mutlaka meşrû olması gerekir. İslâm şeriatında belirli bir sayı ile sınırlı olan bir ibâdeti, hiç kimsenin o sayıyı aşma hakkı yoktur. Belirli bir sayı ile sınırlı olmayan bir ibâdet için de hiç kimsenin kendi yanından belirli bir sayı icât etme ve bunu İslâm şeriatına denk tutma hakkı yoktur. Bu anlamı pekiştiren şey ise, (tâbiînden hadis âlimi) Saîd b. el-museyyib'den gelen şu olaydır: Saîd b. el-museyyib -Allah ona rahmet etsin-, fecirden sonraki (sabah namazının farzından önceki) sünneti, iki rekâttan fazla kılan birisini görünce onu bundan yasaklamıştı. Adam: 12

-Ey Muhammed'in babası! Allah Teâlâ, namaz kılmamdan dolayı bana azap eder mi? diye sordu. Saîd b. el-museyyib -Allah ona rahmet etsin- ona: - Hayır (azap etmez), fakat sünnete aykırı hareket ettiğinden dolayı Allah Teâlâ sana azap eder," demiştir. Kıymetli tâbiîn'in (Saîd b. el-museyyib'in) şu derin anlayışına bir bakın? Zirâ sünnet olan; bu adamın, fecirden sonra (sabah namazının farzından önce) sadece iki rekât namaz kılması ve bundan fazla kılmamasıdır. Ardından da sabah namazının farzını kılmasıdır. Bunun benzeri ise, İmam Mâlik'ten -Allah ona rahmet etsin- gelen şu olaydır: Adamın birisi kendisine gelerek şöyle sordu: - Ey Abdullah'ın babası! Nereden ihrama gireyim? İmam Mâlik -Allah ona rahmet etsin- ona: - Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ihrama girdiği yer olan Zulhuleyfe'den ihrama gir, diye cevap verdi. Adam: - Ben, mescitten (Mescid-i Nebevî'den), Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kabrinin yanından ihrama girmek istiyorum, dedi. İmam Mâlik -Allah ona rahmet etsin- ona: - Böyle yapma! Zirâ ben, senin fitneye düşmenden korkuyorum, dedi. Adam: - Fitne bunun neresindedir? Ben, sadece birkaç mil uzaktan ihrama girmiş olacağım, dedi. İmam Mâlik -Allah ona rahmet etsin- ona: - Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ihmal ettiğini zannettiğin fazîletli bir amelde O'nu geçmeyi görmenden daha büyük fitne mi olur? Andolsun ki ben, Allah Teâlâ'nın bu konuda şöyle buyurduğunu işittim: 13

h g f e d c b a ` _ ^ ]... [ ] سورة ا ور من الا ية: [ ٦٣ Z i "O'nun (Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in) emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir belânın gelmesinden veya (âhirette) acıklı bir azaba uğratılmaktan sakınsınlar." 1 İşte bu anlayış; sahâbe, tâbiîn ve imamların anlayışıdır. Bid'at ehli ise şöyle derler: -Hangi fitne? Bunlar, Allah Teâlâ'nın rızâsını elde etmek için vesile kıldığımız zikir, namaz ve birkaç milden ibâret olan şeylerdir!!! Akıl sahibi bir kimsenin, bu kimselerin sözlerine aldanmaması gerekir. Çünkü şeytan, onlara amellerini süslü ve güzel gösterir, onlar ise, şeyhlerine ve tarikat liderlerine aykırı hareket etmeyi çirkin görürler. (Hadis âlimi) Süfyan b. Uyeyne -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: "Bid'at, İblis'e, ma'siyetten (günahtan) daha sevimli gelir. Çünkü ma'siyetten tevbe edilir, ama bid'attan tevbe edilmez." Bilmelisin ki hiçbir insan, bir bid'at işlemesin ki, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinden onun benzeri veya ondan daha büyük bir sünneti terk etmiş olmasın. Bunun içindir ki kendi yanından birtakım zikirler icât eden kimseleri, Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem-'in devamlı yerine getirdiği zikirleri konusunda insanların en câhilleri olduklarını gözlerinle görürsün. Onlardan sabah ve akşam şöyle duâ edeni pek azdır: و مده سبحان االله. "Subhanallahi ve bi hamdihi" (100 defa). Veya şöyle duâ edeni pek azdır: 1 Nûr Sûresi: 63 14

فطرة الا سلام و مة الا خلاص و دين نبينا أصبحنا مسلما حنيفا وسلم و ملة أبينا إبراهيم عليه ص االله وما ن من مد الم ((. "İslâm fıtratı, ihlas kelimesi ve Nebîmiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- in dîni üzere; hanif ve müslüman olan, müşriklerden olmayan babamız İbrahim in milleti üzere sabahladık." Veya şöyle duâ edeni pek azdır: هذاا وم خ اللهم إk أسا لك العالم رب الملك الله وأصبح أصبحنا من وأعوذ بك وهداه وبر ته ونوره ون ه و نعده ((. ما فيه ما فتحه "Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah ın olduğu halde sabahladık.allahım! Senden bu günün hayrını, fethini, zaferini, nûrunu, bereketini ve hidâyetini dilerim. Onda ve sonrasındaki şerden sana sığınırım." Veyahut da şöyle duâ edeni pek azdır: ماته ((. و مده عدد خلقه عرشه ومداد وزنة ورضا غفسه سبحان االله "Yarattıklarının sayısınca,kendisinin râzı olacağı kadar,arşının ağırlığı ve kelimelerinin çokluğunca hamd ederek Allah ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim." Sabah ve akşam yapılan duâ ve zikirlerle ilgili kitaplarda bunların dışındaki duâ ve zikirleri bulmanız mümkündür. (Soruyu soran kardeşim!) Sözün özü;sorunuzda belirttiğiniz belirli sayılarla, babanızın bu bid'at duâ ve zikirlerine iştirak etmeniz câiz değildir. Fil sûresi hakkında zikrettiğiniz "Termîhim" lafzına gelince taşları atmanıza gelince, bu hurâfe ve hokkabazlıktır. Bunu yapmak ve bunu Allah Teâlâ'ya vesile kılmak câiz değildir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ne kadar çok düşmanla karşı karşıya gelmiş fakat onlara bu şekilde bedduâ etmemiştir.bu anlatılan şeyde şeytanlara yakınlaşma ve onlardan yardım isteme gibi bir durumun sözkonusu olmasından endişe edilir. 15

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bir nur olduğu inancına gelince, bunun dînde hiçbir aslı yoktur. Kur'an ve sahih sünnette böyle bir şey gelmemiştir. Halbuki Allah Teâlâ, elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bizim gibi bir beşer olduğunu, fakat O'na vahiy indirmekle ve risâlet görevi vermekle üstün kıldığını bize haber vermiştir. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: Ö[ ] Z... áà ß ÞÝ Ü Û Ú Ù Ø سورة الكهف من الا ية: [ ١١٠ "(Ey Peygamber!) De ki: Ben, ancak sizin gibi bir beşerim.yalnız bana, ilahınızın bir ilah olduğu vahyediliyor." 1 Yine şöyle buyurmuştur: V U T S R Q P O N M L K J [ ] سورة فصلت الا ية: [ ٦ Z [ Z Y XW "(Ey Peygamber!) De ki: Ben, ancak sizin gibi bir beşerim.yalnız bana, (ibâdete lâyık olan) ilahınızın bir ilah olduğu (hiçbir ortağının olmadığı) vahyediliyor.o halde O'na yönelin (O'na götüren yola girin) ve O'ndan mağfiret dileyin. (Allah'ı bırakıp da hiçbir fayda ve zarar vermeyen putlara tapan) müşriklere yazıklar olsun." 2 Tasavvufçuların aşırı gidenleri, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bir nur olduğuna, O'nun, Allah Teâlâ'nın yarattığı ilk varlık olduğuna ve diğer mahlukatın, O'nun nurundan yaratıldığına inanırlar ki bu, yalan ve sapıklıktır. Onların bu konuda bâtıl ve uydurma bir hadisten başka bir dayanakları yoktur. Allah Teâlâ'dan, sizi,anne ve babanızı,bid'atlardan ve bid'at ehlinden uzak tutmasını niyaz ederiz. Allah Teâlâ en iyi bilendir. 1 Kehf Sûresi: 110 2 Fussilet Sûresi: 6 16